Okumanın Önemine Dair Kısa Değini
Okuma, araştırma, inceleme çalışmalarımız yani teorik çalışmalarımızın bir devrimcinin faaliyetinin önemli bir bölümünü teşkil etmesi gerektiğini her daim vurgularız. Özellikle genç devrimcilerin bu çalışmalara daha çok yoğunlaşması ve önem vermesi gerekir. Zira okuma, araştırma, inceleme çalışmaları, devrimcileşmenin, ideolojik-politik gelişimin motorlarından bir tanesidir. Gelişime en çok ihtiyaç duyan da doğal olarak gençliktir. Özellikle günümüzde tasfiyeci sürecin ağırlığı ve gençlik saflarında yaratılan tahrifat inkar edilemez. Bu saldırılara verilecek en iyi yanıt, devrimci gençliğin her yönü ile kendini geliştirmesi, donatmasıdır. Dolayısı ile devrimcileşmenin araçlarından biri olarak okuma, araştırma, incelemenin de önemi artmıştır.
Burjuvazinin önde gelen hakimiyet araçlarından biri kitleler üzerinde kurmuş olduğu ideolojik tahakkümdür. Bu tahakküm kitlelerin bilincini bulandırır ve burjuvalaştırır. Burjuvaziye de bu yönü ile sömürü düzenini en az itirazla sürdürme olanağı sağlar.
Bu sebeple hakim sınıflar toplumun her kesimini ideolojik olarak etkisi altında tutmaya çalışır lakin gençliğe ayrı bir önem verir. Zira gençliği kazanan geleceği kazanır. Burjuvazi de bunun bilincindedir. 90’lı yıllarla birlikte burjuvazinin “Marksizm öldü” sloganları ile başlamış olduğu ideolojik saldırıların ilk hedeflerinden biri de gençlikti, bugün de öyledir. Medyası, sosyal medyası, eğitimi, sporu, dini vb. her türlü araçla gençlik teslim alınmaya çalışıldı. Günümüze kadar devam eden süreçte gençliğin beyni öğütüldü. Bu saldırılarla okumak hatta düşünmek bile aşağılanan bir şey olarak sunuldu. Cehalet ve bilgisizlik kutsandı. Amaç gençliği toplumsal sorunlara duyarsız hale getirmek ve devrim mücadelesine yakınlaşmasını en başından önlemekti. Geniş genç kitle bu saldırılardan ağır yara aldı, almaya devam ediyor. nitekim duyarsızlığın, bireyciliğin, bencilliğin gençlik saflarında giderek artması bu nedenledir ama yalnızca geniş genç kitle değil devrimci saflarda bulunan gençler de burjuvazinin tasfiyeci saldırılarından daha inceltilmiş biçimleriyle etkilendi. Devrimci gençler de okuma, araştırma ve yazmaya mesafeli hale getirildi. Politik seviyedeki düşüş, politikaya ilgisizlik, yeni nesil devrimcilerin en çok şikayete konu olan özelliği oldu. Hal böyle olunca küçük burjuva yaşam ve düşünüş tarzı devrimci gençler arasında hakim hale geldi. Devrimci kimlik deforme edildi. Bu tahribatın somut görünüm biçimi hata ve zaafları ile barış içinde bir arada yaşamaktır. “Ben de böyleyim ne yapayım” kayıtsızlığıdır. Sistemden tam anlamıyla kopamayan, ondan hala beklentileri olan devrimci tipidir. Bugün faşizmin azgınlaşması karşısında gençliğin pasifize olmasında bu ideolojik tahribatların rolü büyüktür.
Bu tahribatın giderilmesi devam eden burjuva ideolojisinin saldırılarının püskürtülmesi mücadelenin gelişimi ve gereklilikleri açısından oldukça önemlidir. İlk başta da vurguladığımız üzere bu tahribatı gidermenin yolu genç devrimcilerin kendisini her yönüyle devrimcileştirmesinden geçiyor. Devrimcileşmekse, okumak, araştırmak, incelemek ve bunları pratiğe uygulamakla mümkündür. elbette devrimcileşmenin tek koşulu okumak değildir. Devrimci olmak ilk başta teoriye ilgi duymak demektir. Zira devrimcileşmek savunduğumuz komünist ideallerin ve yaşam biçimini kendi bünyemizde adım adım inşa etmek demektir. Sistemden sadece teorik değil ideolojik olarak da kopmaktır. Her anını devrimin ve mücadelenin ihtiyaçlarına göre yaşamaktır. Elbette ki bu bir süreç işidir. Bir anda değil, küçük burjuva hata ve zaaflarımızla, burjuva ideolojisinin zihnimizdeki sınırlandırıcı etkisiyle uzun ve kararlı mücadeleyi gerektirir. Bu burjuva etki ve zaaflar devrimcileşmekten alıkoyan faktörlerdir. Bu mücadeleyi başarıyla vermemiz için mevcut düşünce tarzımızı ve bilgilerimizi sorgulamalıyız. Zira bizi devrimcileşmekten alıkoyan hiçbir zaafımız o anki düşünce tarzımız ve kavrayışımızdan azade değildir. Bu da doğrudan burjuva ideolojinin etkisinin bir göstergesidir.
O halde bugünkü durumumuzdan bir adım daha ileriye atmak istiyorsak mevcut düşünce, kavrayış ve bilgimizi derinleştirmek zorundayız. Bunun önemli bir ayağı da okuma, araştırma ve incelemedir. Okudukça devrime, devrimin sorunlarına, devrimciliğe bakıl açımız derinleşecek. İşte bu kavrayışa ulaşmak düşünce tarzımızdaki ilerlemenin ürünü olabilir ve pratiğimizi, sorunlarımızı neden ve sonuçlarıyla birlikte kavramak, onu değiştirme azminin de başlangıcıdır. Bu sebeple her birimiz vakit kaybetmeden okuma, araştırma ve incelemeye yönelmeliyiz. İlk elden okumamız gereken kitaplarsa devrimci roman ve önderlerimizin yaşamlarıdır. Elbette roman ve biyografilerle yetinemeyiz. Devrimci pratik için ihtiyacımız olan devrimci teoriye ulaşmada bir sonraki durağımız MLM klasikleridir. Zira tasfiyeci ideolojik saldırılara ancak MLM ile donanarak karşı koyabiliriz. Bugün devlet teorisinden, Komünist Parti teorisine kadar birçok alanda reformist-revizyonist-oportünist teoriler “yeni” adına ortaya çıkıyor. Sürecin sertliği bu “yumuşak”, “düzen içiliği” adres gösteren teorileri cazip” hale getiriyor. Dolayısıyla MLM ile donanmayanların bu teorilerden etkilenmesi de hayli olanaklıdır. Bu anlamıyla MLM klasikleri okumak zaruridir. MLM’ye hakim oldukça burjuvazinin tasfiyeci saldırılarının özünü, amacını daha iyi görebiliriz ona karşı koymanın yöntemlerini geliştirebiliriz.
Elbette gelişimimiz açısından okumak ile araştırma inceleme arasındaki diyalektik bağı da kavramalıyız. Salt okumak yüzeysel bir kavrayışı araştırma inceleme ise meseleye daha derinlikli hakimiyeti sağlar. Kavrayışın derinleşmesi, öğrendiklerimizi yaşam ve mücadele pratiğimize uygulamada fayda sağlar. Nihayetinde biz kitapları mücadelenin ihtiyaçlarını gidermek için okuyoruz.
Süreç bize daha çok okuma, araştırma, incelemeyi dayatıyor. Bu konuda öğretmenimiz, önderlerimizdir. Marks’ın Kapital’i yazmak için ne denli geniş araştırma inceleme yaptığını unutmayalım. Lenin’in, Mao’nun Marksizm düşmanlarına karşı ideolojik mücadele için sergilemiş oldukları okuma, araştırma, inceleme pratiği, bir an olsun aklımızdan çıkarmamamız gereken, bize yol gösteren pratiklerdir.
Bir YDG Okuru