Liselerde Ayağa Kalk, İsyanı Her Tarafa Yay!
Bugün Türkiye ve Türkiye Kürdistanı topraklarında ki sömürge ve yarı sömürge durumu eğitim sistemi üzerindeki egemenliğini de istisnasız sürdürmektedir. Bu durum beraberinde köylerde ve metropollerde işsiz yığınlarla birlikte yoz-burjuva bir liseli gençliği doğurmaktadır.
Liseli gençlik, yeniye açık, sorgulayan, merak eden ve dinamik bir karaktere sahiptir. Bu nedenle faşist devletin ve iktidarın gerek ideolojik gerek fiziksel saldırılarına maruz kalmaktadır. Şifre skandallarından Gezi İsyanı’na kadar birçok toplumsal olayda duyarlı olan gençlik iktidar tarafından, yozlaştırılmaya ve duyarsızlaştırılmaya itilmektedir. Dikiş tutmayan eğitim sistemi ile hala sonuç almaya çalışan iktidar, “evrim” konusunu rafa kaldırarak, anti-bilimsel bir eğitim sistemi ile gençliği geleceksizliğin için hapsolmaya zorlamaktadır. Gençliğin toplumsal olaylara karşı duyarlı olmasının, politikleşmesinin, sokaklara çıkması ve devrimci mücadeleye sarılmasının önüne “burjuva-yoz” anlayışlarla da geçmektedir. “Benden olmayan, bataklıkta debelenmeye devam etsin” diyen egemen güçler, halk gençliğini geçici haz veren kimyasallarla zehirlemeye, maddi, manevi sömürmeye de devam etmektedir. Özellikle devrimci-demokrat kimliği ile bilinen emekçi mahallelerde, bu silahını kullanmaktan çekinmeyen iktidar, Alevi inancına mensup gençliği, zorunlu bir şekilde İmam Hatip okullarına göndermekten, gönderemediklerini lise önlerinde uyuşturucunun esiri yapmaktan çekinmemektedir.
Gençliği tarikatların, uyuşturucunun, niteliksiz ve anti bilimsel-eğitimin esiri yapmaya çalışan, onları feodal burjuva düzende esir almaya çalışan faşist iktidar ne yazık ki amacına hala ulaşamamış eğitimde“reform” adı altında getirdiği düzenlemelerin bir çoğunu, tekrar düzenlemiş, şartlarını ağırlaştırmıştır. Meslek liselerinde, kadınların tacize, çocukların tarikat yurtlarında tecavüze maruz kalmaları, iktidar-idare ilişkisiyle hepsinin halı altına itilmesi ve eğitimin on üzerinden on puanla nitelendirilmesi de sistemin bir türlü dikiş tutmadığının göstergesidir. Bizler ise liseli gençlik olarak, her türlü devrimci faaliyette yetkinleşecek, liselerde feodal-faşist düzenin yarattığı sisteme karşı akademik-demokratik taleplerimizi haykıracağız. Liselerde büyüttüğümüz barikatların arkasını güçlendirerek, geleceğimizi çalan sömüren egemen sınıflardan hakkımızı alacağız çünkü “Gençlik Gelecek, Gelecek Ellerimizde!”
(Liseli bir YDG’li)