Kolektif Gelişmenin Anahtarı: Özneleşme ve İlerleme!

22 Mar 2020

Devrim mücadelesi düz bir çizgide ilerlemez. Zikzaklar, ilerlemeler, gerilemeler, yengiler ve yenilgiler mücadelenin doğasına içkindir. Devrimci mücadelenin bir parçası olan her devrimci birey için de durum böyledir. Bu zikzaklı gerçeklikte esas olan, doğrultunun genel anlamda ileriye doğru olmasıdır. Mücadele etmekte ısrar gösteren birey kolektifin ideolojik, politik desteğiyle gelişir, ilerler. Yine sınıf mücadelesinin içerisinde yer alan birey de mücadeleden kopmadığı sürece kendisini dönüştürür. Ancak öyle süreçler olur ki sıradan bir ilerleme yetmez. Kolektifimizin ilkeleri ve mücadele çizgisi üzerinden yeniden inşa edildiği bu süreçte profesyonelleşen proleter devrimcilere çok daha yakıcı şekilde ihtiyaç vardır. Bu durum sıradan ilerlemenin yetersiz olduğunu daha hızlı bir ilerlemeye ihtiyaç olduğunu bizlere göstermektedir.

Tüm dünyada kitle hareketlerinin yükseldiği, ekonomik, sosyal ve siyasal çelişkilerin tepkiye dönüştüğü ve ülkemizde de halk gençliğinin örgütlü mücadeleye yüzünü döndüğü bir süreçten geçiyoruz. Çevremizde biriken, örgütlenme arayışı içerisinde olan gençlerin nicel ve nitel durumu bu durumun somut göstergesidir. Gerek sınıf mücadelesinin genel durumu açısından gerek de örgütümüzün ulaşmaya başladığı kitle açısından gelişmek ama sürece uygun olarak hızlıca gelişmek hepimizin sorumluluğudur. Gelişmek dediğimiz mesele kuşkusuz farklı düzey ve konumlardaki yoldaşlar için farklı anlamlara tekabül etmektedir. Geçtiğimiz dönemde de çokça gündeme getirdiğimiz herkesin kendi bulunduğu noktadan bir adım öne çıkması meselesi de buradan gelmektedir. Halk gençliğinin özellikle ileri kesimlerinden gelen örgütlenme isteğini karşılamanın, bu isteği maddi bir güce dönüştürerek güçlü örgütler yaratmanın yolu buradan geçmektedir.

Bir adım öne çıkmaktan kastımız salt politik ilerleme değildir. Bir devrimci ya da genç bir komünistin misyonuna uygun olarak bu süreçte ideolojik duruş ve yaşam tarzı olarak da bir adım öne çıkmalıdır. Bu açıdan bu önderlik misyonunu kuşanacak, halk gençliğinin anti-faşist, anti-emperyalist ve anti-feodal mücadelesini geliştirerek biz genç devrimcilerin bu süreçte ideolojik duruş ve devrimci yaşam tarzını içselleştirme anlamında da daha fazla öne çıkması, adımlarını büyütmesi bir zorunluluktur.

Alanlarımızdaki daha inisiyatifli, daha deneyimli, daha birikimli nitelik kazanmanın mücadele ile üst düzeyde bir ilişkilenişle hayata geçeceği gerçeği bugün açısından deneyimsizliğimizi tersine çevirecektir. Kolektifimizin inşa süreci ve yürüttüğü kampanyalarda alanlardaki yeni yoldaşların disipline uyma, çalışmaları hayata geçirme konusundaki iradeleri ile halk gençliğinin sorunları ve gündemlerine sürekli bir yoğunlaşma içerisinde oluşu ileriye dair adımlarımızı hızlandıran gelişmelerdir. Yine süreç içerisinde alanlarımızdaki yoldaşların özneliğinin geliştirilmesi ve bunun yaygınlaştırılması esas yönelimlerimizdendir.

Durmak diye bir şey yoktur; ya gerilersin ya ilerlersin, ilerlemiyorsan geriliyorsun demektir. Bu durumda gerileyen birey hem kendine hem daha ileride örgütlenmeyi bekleyen yoldaşlarına, kolektife ve halka sırtını dönmektedir. Bu kötü tablonun karşımıza çıkmaması için yoldaşımızı ya da örgütlemeye çalıştığımız kişileri ya da kitleleri ilerletmekle kendimizi ilerletmek arasındaki ilişkiyi kavramamamız gerekmektedir. Kuşkusuz politik çalışma yadsınamaz bir önem taşımaktadır. Ancak bu kadarı ne bizim ilerlememiz ne de ilerletmemiz için yeterli olmayacaktır. Bizden daha yeni ve daha deneyimsiz olan yoldaşımızı ya örgütsüz halk gençliğini ileriye taşımak için söylediklerimizin, eğitim çalışmalarında anlattıklarımızın bizzat kendi faaliyetlerimizde somutlanması hem kolektifi hem de yoldaşları ilerletmenin vazgeçilemez diğer bir parçasıdır. Örneklendirmek gerekirse görece daha yeni bir yoldaşın uyuya kalmasını istemeyen, uyuya kalmanın faaliyete engel olması üzerinden yoldaşını eleştiren bir devrimcinin bu konuda en başta kendine buradan pay biçmesi gerekmektedir. Bir başka örnek olarak yine görece yeni yoldaşlar görevlerini yerine getirirken, daha deneyimli politik olarak daha ileri olan yoldaşların çeşitli sebepler öne sürerek görevini yerine getirmemesi, konuya pratikte ilgisiz kalması da yine olumsuz bir çelişki doğurmaktadır.

Asgari bir disiplin içerisinde hareket etmek, planlı programlı bir faaliyet, verilen görevleri yerine getirmek, pratik süreciyle teorik çalışma sürecini aynı anda ileriye taşımak… Bütün bunlar her dönem devrimcilerde bulunması gereken alışkanlık ve özelliklerdir. Böylesi kritik süreçlerde ise olması gereken bu alışkanlıklara daha fazla sahip çıkmak ve bu olumlulukları artırmaktır. Bizim, halk gençliğinin en ileri kesimleri olduğumuz gerçekliği bu süreçte daha fazla emek ve çaba sarf etmeyi gerekli kılmaktadır. Bu süreç artık eski tarzımızı, sürece müdahale etmemize engel tüm alışkanlıklarımız ve yetmezliklerimizi mahkûm etmemizi gerekli kılmaktadır. Gelişen kitle hareketini, halk gençliği ile sistem arasındaki çatlağı örgütlü güce dönüştürmek için eski tarzı aşıp yoğun bir enerji ile mücadeleye sarılmamız hem pratik hem düşünsel yoğunlaşmayı artırmamız gerekmektedir.

Gerek düşünsel gerek fiziksel olarak fazlaca koşturduğunu, yorgun düştüğünü vs. düşünen yoldaşların “sıradan” bir işçiye, emekçiye bakması yeterli olacaktır. Kitlelerin örgütsüzlüğü, faşizmin azgınca saldırıları ve yarını kazanma mücadelemiz bizim yoğun bir pratik içerisinde olmamızdan kaynaklı bahane üretmekten vazgeçmemizin gerektiğini çok net göstermekedir.

Elbette yeni ya da daha deneyimli, geri ya da ileri her yoldaşın birbirine karşılıklı olarak öğretecek çok şeyi vardır. Ancak ileri olanın, deneyimli olanın öğreticiliği daha çok öne çıkmaktadır ve bu yoldaşlar en çok da pratikleriyle ve yaşam tarzlarıyla yeni yoldaşlara öğretici olabilmektedir. Önderlik etmek aynı zamanda örnek olmak, olumlu anlamda örnek olmak demektir. Önder ve özne olanın belli bir düzeyden geriye düşme, bir adım ileri çekmekle yükümlü olduğundan geriye düşme lüksü yoktur. En inisiyatifli yoldaşın, politik olarak en ileri olanın aynı zamanda hem fiziksel hem zihinsel tembelliğe düşmekten en fazla kaçınan, en disiplinli yaşayan, en çok okuma araştırma yapan, en önce yazısını yazmış olan, alınan kararları yerine getirmede en iradeci olan yoldaşların geri yoldaşları ilerletme sorumlulukları daha yüksektir.

Bu gerçekleşmezse faaliyetimiz ve kolektif niteliğimiz zarar görecek, gelişme dinamiğimiz sönümlenecek ve bu durum bizlerin misyonunu yeterli düzeyden geriye çekecektir. Halk gençliğinin örgütlenmesi, yeni yoldaşların halk gençliğini örgütlerken hızlıca ilerlemesi, daha deneyimli ve birikimli yoldaşların da halk gençliğini örgütlerken ve yeni yoldaşları ilerletirken daha fazla ilerlemesi önümüzdeki sürecin en önemli ihtiyacıdır.

 

 

 

 

 

 

benzer haberler