Kampanya Çalışmalarımız Üzerine: Kendi Gücüne Güvenmeyi Esas Alma
Faşist diktatörlüğün iç kriz dinamiklerini her cephede saldırganlık olarak somutladığı bir süreçten geçiyoruz. Ekonomik ve siyasi kriz pandemi kriziyle de birleşerek katmerli bir saldırganlık halini almaktadır. Savaş ve işgaller faşizmin şovenizm kampanyaları eşliğinde hayata geçirilmekte, kitlelerin büyük kısmı “şovenizm” zehrinin büyüsünde sömürülmeye devam edilmektedir. Bu koşullar içerisinde özellikle halk gençliği olmak üzere halk kitlelerinin önemli bir bölümü geleceksizlik kuşatması altındadır. Böylesi bir iklimin kuşkusuz umutsuzluğu beraberinde getirmesi mümkündür fakat bu sürecin esasta halk gençliğini daha da politik bir düzleme çektiği açıktır. Uzaktan eğitim süreci ilkokul öğrencileri de dahil tüm öğrenciler tarafından eğitim sisteminin niteliğinin, gerici içeriğinin ve eşitsizliğinin alabildiğine teşhir olduğu bir gerçekliği ortaya çıkarmıştır. Yine üniversitelerin işsizlik ve geleceksizlik tezgahının son halkası olduğu bu süreçte kendisini daha da belirgin olarak göstermiştir.
Tüm bu gelişmeler içerisinde YDG olarak “Özgürlüğümüz ve Geleceğimiz İçin Örgütlenelim!” şiarını esas alan ve halk gençliğinin bu süreçte öne çıkan çelişkileri üzerinden örgütleme perspektifli bir çalışmayı hayata geçiriyoruz. Yoğunlaşmış çalışmamızın bu süreçte mütevazi ama sağlam örgütlenmeler yaratmayı esasına alan bir çalışma olduğunu belirtelim. Bu çalışma ile hem yaygın hem görünür bir A/P çalışmasını hayata geçirmeyi, örgütlü gücümüzü tüm bu çalışmalar içerisine katmayı hedefledik. Kolektif bir çaba ve emeğin hayata geçirildiği çalışmalarımız birçok yoldaşımız açısından ilk afiş, bildiri dağıtımı vb. gibi deneyimleri beraberinde getirdi. Varolan gerçekliğe hapsolmadan önümüze daha kapsamlı planlamalar koyarak çalışmalarımızı hayata geçirmekteyiz. Yer yer bizleri de etkisi altına alan kitlelerin gerçekliği ile kendi gerçeklik ve durumumuzu eşdeğer görme hali bu çalışmamızda geride bırakılmış, daha iddialı ve daha kararlı bir hat çizilmiştir. Pratik sürecin öğreticiliği tüm çalışmalarımız boyunca esas alınarak ve deneyimleri ortaklaştırarak ilerleme yöntemini esas aldık. Bu da hem kolektif bir birikimi sağlamış hem de faaliyetimize hakim olmayı sağlamıştır.
Çalışmalarımızda bir diğer öne çıkan yöntem de “kendi gücüne güvenme”dir. Bilindiği gibi gençlik mücadelesi alanında çeşitli platform ve yapılarla da takvimsel süreçler ve refleksif eylemlikler de bu platformlardaki bir araya gelişler ile örgütlenmektedir. Bu çalışmaların nispi olumlulukları olmakla beraber bağımsız politika yürütme noktasında belli tıkanmaları beraberinde getirmekteydi. “Eylemde birlik, ajitasyon-propagandada serbestlik” ilkesi ile hareket ettiğimiz bu platformlar “eylemde birlik” sağlama adına eylemin ve A/P’nin politik içeriğinin giderek zayıf olduğu durumları yaratmıştı. Çalışmalarımızda bu anlamıyla kendi gücümüzü esas alan bir hattı izlemeye ve önümüzdeki süreci de bu temelde örgütlemeye devam edeceğiz. Çünkü bunun tersi her yaklaşım sınıf mücadelesinde başka sınıf ve tabakaların peşinden sürüklenmeyi tarif eder ki devrimde halk gençliğinin öncü ve örgütlü olması itibariyle Komsomol’un konumlanmasına aykırı olan bir durumu yaratır. Bu da devrimi örgütlemede kendi görevlerinden imtina etmek anlamına gelir.
Bu anlamıyla kendi görev ve misyonlarımızın belirleyici olduğu bir çalışmayı hayata geçirmekteyiz. Çünkü komünist öncü, tarihsel rolünü başka sınıf ve kesimlerin (burjuva, küçük burjuva vb.) çıkarına değil proletaryanın sınıf çıkarlarına uygun olarak yerine getirir. Konumlanmasını bu temelde ele alır. Buna hizmet edecek bir devrimci faaliyet göreviyle yükümlüdür. Buna gölge düşürecek her şey onun bu tarihsel rolünden uzaklaşması, öncü ve önder rolünü basitleştirmesi anlamına gelir. Bu anlamıyla bu rolün silikleşeceği her çalışma, platform, birlik vs. devrime hizmet etmeyecektir. Kampanya çalışmalarımız bu anlamda berraklaşan bir bilinci de bizlerde yaratmıştır. Önümüzdeki çalışmalarda daha geniş kesimlerle buluşmayı hedeflediğimiz ve somut örgütlenmelere yöneleceğimiz bir süreç olacaktır. Çünkü örgütlülüğümüz gücümüzdür, bu gücümüzü geliştirdiğimiz orandan devrim yürüyüşümüz hızlanacaktır.
(Bir YDG’li)