Eşit, Parasız, Ulaşılabilir, Nitelikli Bir Eğitim İçin YÖK’e Karşı Mücadeleye!

05 Kas 2020

Öğrenci gençlik, özelde de üniversite gençliği bu yıl YÖK gündemini pandemi koşullarının yarattığı bir dizi sorun ve derinleşen bir geleceksizlik ile karşılıyor. Bilindiği gibi faşizmin üniversitelerde sopalı bekçisi konumunda olan; 12 Eylül AFC’sinin öğrenci gençliğin yükselen mücadelesine set çekme amacıyla örgütlediği kurum olan YÖK’ün niteliği ve karakteri (Yüksek Öğretim Kurumu) bu yıl öğrenci gençlik açısından daha da teşhir olmuştur. Bu kurum, gerici, anti-bilimsel eğitimin üniversite kürsülerinde yerleşmesinde ve kurumsallaşmasında başat bir rol üstlenmiştir. 6 Kasım 1981’den bugüne bu kurum kuruluş amaçlarından sapmaksızın, egemenlerin çıkarına göre yeni form ve şekiller alarak varlığını sürdürmektedir.

Pandemi koşulları zaten çürümüş ve yamalı bohçaya dönüşmüş eğitimin ve eğitim sisteminin niteliğine dair bir dizi sorunu daha fazla görünür kılarak sürüyor. Özellikle üniversitelerde ilk vakanın açıklanmasından kısa bir süre sonra örgün eğitime ara verilmiş ve online (çevrimiçi) eğitime geçildiği duyurulmuştu. Ayağını yorganına göre uzatamamada epey uzmanlaşmış hakim sınıf temsilcileri açısından durum vahim bir tabloyu ortaya çıkardı. Çünkü online eğitim için gerekli internet alt yapısı bulunmazken ve üniversitelerin buna dönük bir sistemi ve hazırlığı yoktu. Online eğitimin başlandığı ilk günlerde peş peşe gelen “x üniversitesinde online eğitim sistemi çöktü” vb. haberleri alışıldık bir hal alarak yeni eğitim döneminde de sürüyor. İmkan ve yeterlilik bakımından nispeten daha elverişli olan özel üniversiteler dahi online eğitim sürecini kendi sistemlerinden ziyade özel platformlarda (Zoom vb.) sürdürüyor. Online eğitimin sistem ve altyapısal sorunları bu iken bir diğer mesele de teknik olarak (bilgisayar, tablet vb.) erişimin sağlandığı araçlara ulaşma sorunu. Halihazırda bu araçlara ulaşmadaki fırsat eşitsizliği sürerken on binlerce öğrenci bu araçlara ulaşmadan yoksun.

Yeni dönemde de bu sürecin “ölü yüküyle” girildi. YÖK üniversitelere sormadan tepeden inme bir kararla ilk dönemin uzaktan eğitim şeklinde olacağını açıkladı. Bazı üniversitelerde de uygulamalı dersler gereği hibrit eğitim modeli uygulanıyor. Yüz yüze eğitimin başladığı üniversitelerde gerekli önlemlerin alınmaması öğrencilerin ve akademisyenlerin tepkilerine yol açarken uzaktan eğitime dair kaotik durumda sürüyor. Bugünkü gerçeklikten hareketle üniversitelerde eşit ve ulaşılabilir eğitim sorununun bu süreçte öne çıktığını söylemek mümkün.

Egemen sınıf temsilcisi konumundaki Tayyip Erdoğan geçtiğimiz aylarda yapılan “Cumhurbaşkanlığı Eğitim ve Öğretim Politikaları Kurulu’nda üniversitelerin bölünmesinin ve yeni bir düzeyde kategorize edilmesinin önünü açacak olan ‘Yükseköğretim Reformu Politika Belgesi’ni tamamladığı belirtti. Söz konusu belgeye göre, tüm devlet üniversitelerinde üniversite konseyleri oluşturulacak. Üst yönetim, konsey ile rektörden oluşacak. Rektör dahil tüm atamalarda, üniversite yönetiminin “sosyal ve ekonomik gelişime katkı sağlayabilecek, piyasaların çeşitlenen iş gücüne cevap verebilecek, istihdamı arttırabilecek, artan rekabete uyum sağlayabilecek” bir hedefle hareket edeceği vurgulanıyor. Buradan hareketle de bölgesel çapta üniversitelerin kalkınma yönlü kurulacağı ifade ediliyor. Egemen sınıfların çıkarına göre şekillendirilen eğitim sisteminin ve özelde de üniversitelere yeni dizayn veriledursun bu okulların işsizler ordusu yarattığı gerçekliği ortada. Genç İşsizler Platformu’nun raporuna göre finansal istikrarsızlıkla başlayan ve Nisan 2018’den itibaren etkisi belirginleşen ekonomik kriz süreci ve pandemi sürecinde 15-34 yaş grubu genç çalışan sayısı 1 milyon 186 bin kişi azaldı. 15-34 yaş grubunda işsiz sayısı 2 milyon 506 bine çıktı. Yine benzer rapora göre; 5-34 yaş grubundaki işsizlerin yanı sıra 10 milyon 974 bin genç iş gücünün dahi içinde yer almıyor. 24,1 milyon gençten yalnızca yüzde 44,1’i çalışıyor. Çalışan her genç en az 1 gencin daha ekonomik sorumluluğunu taşıyor. 15-29 yaş grubunda ne eğitim alan ne de çalışan/staj gören genç oranı yüzde 33,1’e ulaştı; toplam sayı 5 milyon 903 bine çıktı.

Genç kadınların arasında eğitime ve istihdama dâhil olmayanların oranı yüzde 44,5’e yükseldi. Bu oran, erkeklerin yüzde 21,9’luk oranının çok üstünde. Üniversite mezunu 992 bin kadın da yüksek eğitim düzeylerine rağmen iş arıyor ve işsiz sayılmıyor. Söz konusu raporda işsiz kalma süresinin de geçmiş döneme göre daha uzun olduğu ifade ediliyor.

Hakim sınıfların, bilimsellikten ve nitelikli eğitimden uzak piyasa ihtiyaçları doğrultusunda ve birer rant alanına çevirdiği üniversiteler bu düzenlemeler ile bilimsel niteliklerden daha fazla uzaklaşmış, “milli ve yerli” etiketli vasıfsız sosyal alanlara çevrilmiştir. “Bilimsel proje”lere diye ayrılan bütçelerle üniversite rektörlerinin tencere ve tava aldığı bir üniversite gerçekliği ile karşı karşıyayken, egemenlerin derdinin bilimsel ilerleme olmadığı açıktır. Onları derdi mevcut çıkarları doğrultusunda nesiller ve iş gücü yaratmaktır. Kendi geleceklerinin devamı adına tüm emekçi halk ve özelde ise halk gençliğini çarklarının arasında öğütmekten geri durmamıştır hakim sınıflar. Tam da bu doğrultuda araçlarını ve kurumlarını örgütlemekte buna yönelik politikalarına hız vermektedir. Hiç kuşku yok ki YÖK bu sürecin ilerletilmesinde ve üniversitelerin sermayeye peşkeş çekilmesinde dünden bugüne daha da etkili bir rol oynamaktadır.

Faşizm tüm halk kitlelerini ve gençliği derin bir geleceksizliğin pençesinde umutsuzluğa mahkum kılacak bir süreci adım adım örgütlemektedir. Pandemi süreci ile daha da katmerli hale gelen bu politikalar hakim sınıfların krizlerinin sonucu olarak daha da saldırgan bir tutum almasının sonucudur. Bundandır ki en ufak hak talebine dahi azgınca saldırmaları. Bu saldırganlığa ve korku iklimine karşı maden işçilerinin yükselttiği “korkmuyoruz, buradayız!” haykırışı biz gençlere ve geleceksizlikle kuşatılan tüm halk kitlelerine umut olmalıdır. Çünkü mücadele, direniş ve örgütlülük varsa umut da vardır. Şimdi gelecek ile aramıza kalın duvarlar örenlere karşı mücadeleyi ve direnişi büyütme zamanı!

YÖK’E KARŞI MÜCADELEYE, ÖRGÜTLENMEYE!

YAŞASIN DEMOKRATİK HALK ÜNİVERSİTELERİ MÜCADELEMİZ!

BARİKATA YÜKLEN YDG’DE ÖRGÜTLEN!

YENİ DEMOKRAT GENÇLİK 

Kasım 2020

 

 

benzer haberler