Daha Fazla İsyan Daha Fazla Özgürlük!
8 Mart’ın 161. yılında daha büyük direnişlere ve zaferlere hazırlanıyoruz. 8 Mart’ın tarihsel mirasını bütün yaşam alanlarında kadınların özgürlük ve eşitlik savaşımına dönüştürme ve isyanı büyütme bilinciyle hareket etmeliyiz.
8 MART 1857, NEW YORK TEKSTİL İŞÇİLERİNİN GREVİ
Tam 161 yıl önce, 8 Mart 1857’de New York’ta tekstil işçisi kadınlar greve çıktılar, daha iyi koşullarda çalışarak yaşamak, günde 10 saat çalışmak ve eşit işten eşit ücret almak istiyorlardı. Bu zor çalışma koşullarına karşılık fabrika ortamı kadınlara entelektüel işçi sınıfı kültürüne yakınlaşmalarını sağlayan bir ortam sunmaktadır. Kütüphaneler, tiyatro çalışmaları, seminerler işçi havzasında yeni bir işçi sınıfı kültürünün gelişmesine sebep olur. 1845’te yayınlanacak Endüstrinin Sesi dergisinde bir işçinin yazacağı gibi, “günde on dört saatlik çalışma işçilere tarih, felsefe, bilim öğrenmeye fırsat vermemektedir.” Polisler işçilere saldırdı, işçiler fabrikaya kilitlendi ve arkasından çıkan şaibeli bir yangında 129 kadın işçi can verdi. İşçilerin cenaze törenine 10 bini aşkın kişi katıldı. Takvimler 27 Ağustos 1910 tarihini gösterirken 2. Enternasyonal’e bağlı kadın toplantısında Clara Zetkin, dokuma fabrikası yangınında ölen işçi kadınlar anısına 8 Mart’ın Dünya Emekçi Kadınlar Günü olarak anılması önerisini getirdi ve öneri oy birliği ile kabul edildi.
LOWELL GREVİ VE İLK KADIN İŞÇİ BİRLİĞİ
1834’te Lowell patronları işçileri, 1 Mart’tan geçerli olmak üzere ücretlerde %15’lik indirime zorlarlar. Buna karşılık işçiler, toplu iş bırakma ve ardından grev kararı alırlar. Örgütsüzlük, deneyim eksikliği gibi nedenlerle grev başarısız olur. İşçilerin çoğu düşük ücretlerle işbaşı yapmak zorunda kalırlar. Yaşanan bu ilk grev tecrübesinden sonra 1836’da işçilerin pansiyon kiralarının arttırılmak istemesi karşısında Lowell fabrikaları, kadın işçilerin yeni protesto ve grevlerine sahne olur. İlk defa olarak fabrikada bir kadın, diğer kadın işçilerin şaşkın ve hayran bakışları altında, atölyedeki bir pompanın üzerine çıkarak bir konuşma yapar. Bu seferki grev, kira zammının geri alınmasıyla başarılı biçimde sona erer.
OHAL’E VE İŞGALE KARŞI, 8 MART’TA ALANLARDAYIZ
Yakıcılığını en çok biz kadınların yaşadığı iki yıla yakındır ki bitmek bilmeyen OHAL sürecinin içerisindeyiz. OHAL sürecinde bir gecede çıkarılan KHK’larla işinden edilen, grev yasakları en temel taleplerin zapturapt altına alındığı bir süreçten geçiyoruz. Tek tipleştirme fetvalarında, tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek cinsiyet gibi söylemleriyle yine ilk hedefe kadınları oturtuyor. Hem içerde hem dışarıda tek tip insan modeli yaratarak, itaat eden, sorgulamayan bir neslin yapı taşlarını döşemeye çalışıyorlar.
Bu 8 Mart’ta, kadının üzerindeki baskı ve sömürü zincirlerini parçalamak, geleceğimize, emeğimize, bedenimize ve onurumuza sahip çıkmak, omuz omuza mücadeleyi ve dayanışmayı büyütmek için, savaşa, OHAL’e, cinsiyetçiliğe karşı alanlarda buluşuyoruz.