8 Mart’ın İsyan Ruhuyla Ataerkiye Karşı Örgütlenelim, Özgürleşelim, Devrimci Gençlik Mücadelesini Yükseltelim!
162 yıl önce, New York’da bulunan dokuma fabrikasında çalışan 40 bin tekstil işçisinin kölece çalışma koşullarına karşı “eşit işe eşit ücret, 8 saatlik iş günü, insanca çalışma koşulları” şiarıyla başlattığı direnişe egemenler azgınca saldırmış 129 işçi yakılarak katledilmiştir. Yangınlarla durdurulmaya çalışılan bu isyanı bedenleriyle harlayan kadınların direnişi erkek egemen sisteme karşı yürüttüğümüz mücadelemize ışık olmaya devam ediyor, edecek.
Bugün Türk hakim sınıflarının yaşadığı ekonomik, siyasi, askeri kriz çok yönlü derinleşmekte halka ve özelde de kadınlara dönük saldırılar boyutlandırılarak sürdürülmektedir. Ekonomik krizin yarattığı ağır sefalet koşulları devam ederken en fazla payı yine ucuz, güvencesiz ve esnek iş gücü olarak görülen kadınlar ve kadın emeği almıştır. Ucuz iş gücü olarak sistemin dişlileri altında yok edilmeye çalışılan kadın emeğinin yok sayılmasını destekleyecek bir dizi politika bugün yaşama geçirilmekte kadınların üretim alanlarının dışına atılması hedeflenmektedir.
Ataerkil sistemin devamlılığının sağlanması ve kurumsallaşarak kendini sürekli üretmesi açısından eğitim sistemi ve gençliğin bu sisteme entegre edilmesi egemenler nezdinde önemli bir yerde durmaktadır. Eğitim sisteminin niteliği, politikaları ve müfredatının bir bütünü bu amaca uygun dizayn edilmiştir. Bu noktada bir dizi politika hayata geçirilmeye de devam edilmektedir. “Kadın işleri” olarak değerlendirilen çocuk bakımı, moda tasarımı vb. bölümlerde okumak zorunda bırakılan kadın öğrencilerin sayısı örgün eğitimde her geçen gün azalmakta ve “çocuk gelin”lerin sayısı artmaktadır. Geleceksizleştirilen gençlik içerinde genç kadınlar “geleceksizin de geleceksizi” konumundadır. Bu durum sistemin kadınlara dayattığı “evinin kadını olma” politikalarını güçlendirmektedir. Eğitim müfredatının içeriğinin kendisi genç kadınlara bu rollerin empoze edilmesini hedefleyen bir muhteva barındırmaktadır. 4+4+4 sistemi ve artan yoksulluk ailelerin kendilerinden uzakta çocuklarını okumaya göndermek zorunda kalmalarına neden olurken, yeterli ve nitelikli devlet yurdu açılmadığı gibi tarikat ve cemaat yurtlarına göz yumulması ve denetimsizlik yurtlarda istismar vakalarını artırmıştır.
Ataerkil devletin kadın düşmanı politikalarını her alanda görmek mümkündür. Sakarya Caddesi’nde tutsaklar için yapılan eylemde yapılan cinsel saldırıdan, Şule Çet davasında erkek egemen yargının cezasızlık geleneğinden, bakanların, milletvekillerinin tacizi, tecavüzü meşrulaştıran söylemlerinden, taciz ve cinsel istismarın yaşandığı Ensar gibi vakıfları korumasından… Kısacası yaşamın her alanında ataerkil devletin politikalarının esas hedefi kadınlar olmaktadır.
Egemenlerin dizginsiz saldırılarına karşı kadınlar bugün direnişin en önündeler. Dağlarda gerilla siperlerinde, Flormar’da patronlara karşı sıkılı yumruklarıyla direnişte, tacize, tecavüze karşı alanlarda, kayıplara karşı cumartesi anneleri olarak sokaktalar. Tecrite karşı bedenini açlığa yatıran Leyla Güven şahsında kadınlar direnişi ilmek ilmek örmeye devam ediyor. Genç kadınlar da bu direnişin en dinamik gücü olarak yerini almakta ve ataerkiye karşı isyanı ve mücadeleyi büyütmektedir.
Egemenlerin bu saldırılarına karşı genç kadınlara çağrımız isyanı ve direnişi büyütmek YDG saflarında örgütlenmektir. Amfide, sıralarda, evde, sokakta, fabrikada bulunduğumuz her alanda bize biçilen toplumsal cinsiyet rollerini reddederek isyanımızı “Faşizmin Topyekûn Saldırılarına Karşı Örgütlenelim, Özgürleşelim, Devrimci Gençlik Mücadelesini Yükseltelim!” şiarıyla örgütlü hale getirmek egemenlerin korkularını artıracak erkek egemen sistemin politikalarına set olacaktır.
Erkek egemen sisteme karşı mücadelemizde ölümsüzlüğe yürüyen Hasret Tanrıverdi ve Gül Kaya yoldaşlar genç kadınlara kendilerini sarıp sarmalayan erkek egemen sisteme karşı mücadele bayrağını yükseklere taşıma çağrısı yaptılar. Önderleşmenin, militanlaşmanın, teslimiyete karşı direnişin adı oldular. Bu çağrıya yanıt olmalı, cüreti kuşanmalı ve enginleri fethetme ruhuyla bir adım ileriye atılmalıyız!
YAŞASIN 8 MART DÜNYA EMEKÇİ KADINLARIN BİRLİK VE MÜCADELE GÜNÜ!
ERKEK EGEMEN SİSTEME KARŞI İSYANI KUŞAN DİRENİŞİ BÜYÜT, YDG’DE ÖRGÜTLEN!
TACİZE, TECAVÜZE VE ATAERKİYE KARŞI İSYANDAYIZ!
Yeni Demokrat Gençlik – YDG
Mart 2019